Wikipedia

Arama sonuçları

5 Mart 2013 Salı

MİNİK SAKA KUŞU

MİNİK SAKA KUŞU

 

Rüzgarın huzur verici esintisinin ve etrafımdaki otların dansından oluşan ses sanki bana bir melodi fısıldıyordu. Biran bulutların hızlı hızlı akıp gitmesini izlerken kendimi başka dünyada buluyordum. Minik bir saka kuşunun ruzgara karşı kanat çırpışı, hayattaki birçok zorluklara bizimde kanat çırparcasına çabaladığımıza örnektir. Uçmak için cesaretli olmam ve inanmam gerekiyor biliyorum, belki düşeceğim korkusu sarıyordu vücudumu ve titreyerek engel oluyordu bilinç altım. Ama denemem lazımdı özür ve hür yaşayabilmek için. İzliyorudum, yapıyorlardı onlar hunharca çabaya rağmen başarmışlardı. Küçüçükmüydüm özgürlük uğruna ölürmüydüm acaba. İnanmam lazım başarmak için, denemeliyim yaşamak için bazı güzel duyguları. O zorlu ruzgara karşı kanat çırpmak için yapmalıydım. İstiyorum zorluklara karşı zayıf olmadığımı görmek istiyorum. O korkuç boşluğa atmam gerekiyor kendimi yapabilmek için. O minik gözlerimi kapatarak hayatın akışına bırakıyordum kendimi, ruzgar inatla boşluğa düşerken beni yukarı ittiriyordu sanki. Bazen düşman sandıklarımızında iyiliği ve fedakarlığı olabiliyormuş şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Rüzgar acaba zayıf düşman olduğumu düşündüğü için mi bana uçmam için fedakarlik yapıyordu. Hayata karşı zayıf bir halka olmadığımı kanıtlamanın vakti gelmişti. Zayıf kanat çırpışarım titrek vücudumda sanki daha da cesaretli olmamı gerektiriyordu, daha güçlü çaba göstererek ruzgara kendimi ispat etmemin vaktiydi bu.
 Evet şimdi daha güçlüyüm vücudumdaki titremelerin yerini güç ve kuvvet almıştı. Her kanat çırpışım hayata bağlılığımı ve başarıya olan inancımı daha da tetikliyordu. Rüzgara karşı uçmanın hazını daha iyi anlıyordum şimdi. Herkes gibi özgürdüm artık. Mavi gökyüzünden doğa anayı  izlemenin ilk deneyimiydi bu benim için. Uçabildiğimce yükseğe uçuyordum.Daha da yükseldikce  küçülüyordu hayata dair herşey. Ama biliyorum ki onları küçük görmemeliyim, ben daha iyi anlayabiliyordum çünkü onları.
Güneşin batışını mavimsi gökyüzünde süzülerek izlemesini merak ederdim hep, anlattıkları kadar da ihtişamlıymış. İzlerken gözlerim kamaşıyor büyüleyici ışık yansımalarından gözlerimi alamıyordum. Yavaş yavaş alçalıyordum yeşilliklerin üzerine doğru Sanırım dönme vaktiydi artık.
İrkilerek gözlerimi açtım biran olsun nerede olduğumu bilmez şaşkın gibiydim. Herzaman olduğundan biraz farklı bir gün yaşıyordum sanki. Hava biraz puslu güneş batımına yakın biraz esintili, aynı tepede aynı ağacın altında oturup hızlı hızlı geçen bulutları izlerken nasıl da dalıp gitmişim büyüleyici dünyaya farkında olmadan. Harika bir rüya görüyordum... Nasıl uyandım diye düşünürken burçakların arasından gelen sesle irkilerek neler olduğunu anlamaya çalışıyordum ki üzerime iki yün yumağı john ve chris atladı....
Devamı Gelecek...

Hiç yorum yok: