Wikipedia

Arama sonuçları

18 Aralık 2014 Perşembe

SAHİPLER

Size çok önemli bir soru soracağım...

Dünya'yı kontrol etmenin en etkili ve verimli yolu nedir?

Sadece iki kelime "Akıl kontrolü"

Devletin bize emrettiği gibi ve öğrettiği gibi hissetmiyorum... Bakın söylüyorum benim aklım öyle çalışmıyor.

Bir moron gibi yaptığım bir şey var. Adı "Düşünmek"
Kendi görüşlerimi de oluşturmayı sevdiğim için bizim gibileri pek sevmezler. Onlara göre pek iyi de bir vatandaş sayılmayız.

Bana söylendiği anda yerde yuvarlanmıyorum mesela. Ne yazık ki çoğu emir verildiği yerde yuvarlanır.
Ben öyle değilim. Hayatımda uyduğum kesin bir kuralım var .

1.Kuralım: Devletin bana söylediği hiçbir şeye inanmamak.

Tarihimizin en acı yanlarından biri kendini ne kadar tekrar ettiğidir.
Ayrıca bu ülkede ki medya ve basın organlarını pek ciddiye almam.

İşleri dengelemek için biraz bizi birleştiren şeylerden bahsetmek istiyorum...

Farklarımızdan ziyade benzer yönlerimizi vurgulayan şeyler. Çünkü hep bu ülkede farklarımızdan bahsedilir.

Medya ve siyasetçiler hep bizi bölen şeylerden bahsederler. Bizi birbirimizden farklı yapan şeylerdir bunlar. Bütün toplumlardaki yönetici sınıfı böyle çalışır. Zenginler parayı alıp kaçmak için alt ve orta sınıfları birbirlerine kırdırırlar. Oldukça basit şey ve hep işe yarar. Farklı olan herhangi bir şey hakkında konuşurlar.
Özellikle de din, dil, ırk, etnik, milli geçmiş, iş, eğitim, sosyal statü  ve cinsiyettir...

Birbirimizle kavga etmemiz ve onların bankaya gidebilmesi için herhangi bir şey.

Bu ülkedeki ekonomik sınıfı nasıl tanımlarım biliyor musunuz?

-Üst sınıf bütün parayı elinde tutmar ve hiç vergi ödemez.

-Orta sınıf bütün vergileri öder ve bütün işleri yerine getirir.

-Fakirler de orta sınıfı ürkütmek için vardır.
Çünkü "işlerine" gitmeleri gerekmektedir. 

Politikacılar bu kelimeyi bilirler. Sizin üzerinizde kullanırlar. Politikacılar geleneksel olarak üç şeyin arkasında saklanmışlardır:

-Bayrak, din ve çocuklar...

"Hiçbir çocuk arkada kalmasın." 
"Avantaj". Arkada kalan biri burada hızını kaybediyor. Ancak bir sebebi var.

Eğitimin rezil oluşunun bir sebebi var. Asla düzelmeyecek boşuna beklemeyin. Elde ettiğinizle mutlu olun.
Çünkü bu ülkenin "sahipleri" bunu istemezler. Gerçek sahiplerinden bahsediyorum. Büyük ve zengin. 

Gerçek sahipleri: Herşeyi denetleyen ve her şeye karar veren büyük ve zengin.
İş hissedarları bunlar.
Politikacıları unutun. Onlar önemsiz. Politikacılar size seçim hakkı tanıdığı fikrini sürdürmek için varlar sadece. Hakkınız yoktur. Seçim hakkınız yok. Sahipleriniz var. Size sahipler. Herşeye sahipler, bütün önemli topraklara sahipler.

Kolektif şirketleri denetliyorlar ve sahipleniyorlar.
Uzun zamandır meclis, hükümet ve belediyeleri sahiplenirler. Bütün büyük medya ve haber şirketletinin de sahipleri onlardır. Duyduğunuz bütün haber ve bilgileri denetlerler. Sizi hayalarınızdan tutarlar ve her sene milyonlarca doları lobileşmek için kullanırlar. İstemlerini elde etmek için lobileşiyorlar. 

Ne istediklerini ise biliyoruz. Başkaşarına daha az ve kendilerine daha çok istiyorlar.

Türkiyenin yıllık kazancının %99'unu sadece %1'lik kesim alır, geri kalan kazancın %1' ise kesimin %99'u ile paylaşılır. Bilginize ;)

Hiç yorum yok: